Reklam
Tarih : 2025-11-03 12:07:59

Erdoğan: İşgal ve saldırılarına ara vermeyen bir yönetimle karşı karşıyayız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 41. İSEDAK Toplantısı Açılış Töreni’nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Sizlerin şahsında dünyanın farklı köşelerinde yaşayan her bir kardeşime buradan selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Toplantı kapsamında yapacağımız istişarelerin ve alacağımız kararların ülkelerimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için şimdiden hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Cumartesi gününden itibaren organizasyon dahilinde pek çok panel, oturum ve yan etkinlik düzenlendi. Ekonomik ve mali iş birliğinden ulaştırma ve iletişime, sürdürülebilir turizmden dijital dönüşüme farklı başlıklar altında fikir ve değerlendirmeler dile getirildi.

Tüm bu çalışmaların aramızdaki uhuvveti, muhabbeti ve dayanışmayı güçlendirmesini münasebetlerimize katkı yapmasını temenni ediyorum.

Son toplantımızdan bu yana Orta Doğu başta olmak üzere tüm dünyada tarihi gelişmelere şahitlik ettik.

İSEDAK Başkanı sıfatıyla biliyorsunuz yıllarca bu kürsüden sizlere Suriye halkının çektiği çilelerden bahsettim Yaklaşık 14 yıl boyunca Suriyeli kardeşlerimiz, çok ağır bedeller ödediler. Baas rejiminin ve terör örgütlerinin saldırılarında 1 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz can verdi. 3,6 milyonu Türkiye’ye olmak üzere milyonlarcası başka ülkelere göç etmek, hicret etmek zorunda kaldı.

Kardeşlik ve komşuluk görevimizi en güzel şekilde yerine getirmeye gayret ettik. Allah’a hamdolsun sonunda zafere ulaşan Suriyeli mazlumlar oldu. 14 yıl boyunca Suriye’yi kan gölüne çeviren mezalim, 8 Aralık devrimiyle birlikte nihayet sona erdi ve Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara’nın dirayetli liderliğinde yeniden toparlanma sürecine girdi.

Burada bir kez daha hürriyetleri için toprağa düşen Suriyeli kardeşlerimizi rahmetle yad ediyor, Rabbim mekanlarını cennet eylesin diyorum.

Suriye’nin uzun bir aradan sonra İSEDAK Bakanlar Toplantısı’nda temsil edilmesinden büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek isterim.

Türkiye olarak ulaştırmadan eğitime, güvenlikten ticarete, sağlıktan sosyal hizmetlere kadar Suriye halkına destek vermeye devam ediyoruz.

Ülkenin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması tüm kesimleriyle Suriyeli kardeşlerimizin kalıcı refaha kavuşması noktasında teşkilatımızın ve İslam dünyasının desteği çok çok önemlidir.

Suriye’nin, bölge ekonomileriyle entegrasyonu hem Suriye’ye hem de bölgemize somut katkılar sunacaktır. Entegrasyonun en kritik ayağını teşkil eden ulaştırma projelerinin hayata geçirilmesi konusuna yoğunlaşmamız şüphesiz hayati öneme sahiptir.

Suriye’de ekonomik kalkınmanın önünde ciddi engel oluşturan yaptırımlar, bizim de gayretlerimizle hamdolsun peyderpey kalkıyor.

Gelinen aşamada artık özel sektörün de yatırımlarını Suriye sahasına yönlendirmesini teşvik ediyoruz. Komşumuz Suriye’nin yeniden ayağa kalması, bir an önce eski günlerine kavuşması temel önceliğimizdir.

Bu doğrultuda İSEDAK çatısı altında bugün Suriye’ye özel bir destek programını da başlatıyoruz. Beşeri ve kurumsal kapasitenin güçlendirilmesine katkı yapacak bu programla eğitim, uzman değişimi, ihtiyaç analizi ve fizibilite çalışmaları gibi alanlarda Suriye’ye proje destekleri sunacağız.

Programın uygulama aşamasına üye ülkelerimizin inşallah çok kıymetli katkılar yapacağına inanıyorum.

Bugün ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gelen kardeşlerimiz de aramızda. Kendilerine de tüm kalbimle hoş geldiniz diyorum. Kıbrıs Türk halkı, İslam dünyasının ayrılmaz parçasıdır. Özellikle bu kimliklerinden dolayı on yıllardır haksız, hukuksuz ve acımasız bir izolasyon tabii tutuldukları ne yazık ki bir hunharca gelişmedir.

Ama buna rağmen Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz, baskılara boyun eğmediler. Kendi vatanlarında onurluca yaşama iradesinden vazgeçmediler. Egemen eşikliklerini tartışma konusu yapmadılar. Bölgemizde kurgulanan yeni emperyalist oyunda Kıbrıs Adası’nın da menüye eklenmek istendiğine dair güçlü sinyaller alıyoruz. Teşkilatımızın Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmasını daha da artırmasını bu bakımdan çok önemli görüyorum.

Sizlerden Kıbrıs Türklerinin, iki devletli çözüm temelinde yürüttükleri hak, özgürlük ve adalet mücadelesine daha fazla omuz vermenizi bekliyorum.

İnşallah anavatan ve garantör ülke olarak biz de Kıbrıs Türk halkını asla yalnız bırakmayacak, haklı davalarında daima yanlarında olacağız.

İslam dünyası olarak vicdan ve dirayetimizin, basiret ve metanetimizin sınandığı çok zorlu bir dönemi tecrübe ediyoruz. Bu dönemde birbirimize daha sıkı kenetlenmemiz, hepimizi ilgilendiren sorunların üzerine kararlılıkla ve sağduyuyla gitmemiz gerekiyor.

Çoğu çocuk ve kadın 70 binden fazla Filistinli, İsrail işgal güçlerinin katliamına uğradı. 170 bin kardeşimiz yaralandı. Dev bir enkaz yığınına dönüşen Gazze’de hala ulaşılamayan şehit cenazeleri var.

Enkazlar kaldırılsa bile anne-babaları gözlerinin önünde öldürülen masum çocukların yaşadığı travmanın izleri belki de hiçbir zaman silinmeyecek.

Uluslararası kuruluşların kayıtsızlığını, Gazzelilerin kalbinde açtığı yaralar belki hiçbir zaman tam manasıyla iyileşmeyecek.

Bu gaddarlık ve soykırım hiçbir zaman unutulmayacak. Burada şunu da altını çizerek ifade etmek durumundayım: Türkiye, İsrail saldırılarının başladığı ilk günden itibaren bu soykırıma en güçlü tepkiyi veren ülkelerden birisi olmuştur.

Kalıcı ateşkesin temini ve adil barışın sağlanması yolunda büyük çaba sarf ettik. İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ligi Gazze Temas Grubu ve uluslararası toplumun vicdan sahibi üyeleriyle birlikte Gazze’deki kardeşlerimizin uğradığı bu mezalimi uluslararası toplumun gündeminde tuttuk.

Bu çabalarımızın olumlu neticelerini de hamdolsun almaya başladık. Bizim de katkı sağladığımız Mısır’ın ev sahipliğindeki Hamas-İsrail görüşmeleri, ateşkesle sonuçlandı. Katar ve Mısır başta olmak üzere sürece destek veren bölge ülkelerinin tamamına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bu örnek dayanışmayı önümüzdeki dönemde çok daha güçlü bir şekilde kararlılıkla sürdüreceğimize inanıyorum.

Hamas’ın anlaşmaya riayet noktasında oldukça kararlı olduğu görülüyor. Ancak İsrail’in bu konudaki sicilinin çok kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. Çeşitli bahanelerin arkasına sığınarak, gizlenerek ateşkes anlaşmasından bu yana 200’ün üzerinde masumu katleden Batı Şeria’da işgal ve saldırılarına ara vermeyen bir yönetimle karşı karşıyayız.

Şurası bir gerçek ki yalnızca sivilleri değil, barışa giden yolu da hedef alan bu saldırılar, İsrail-Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözüm bulma arayışının önüne asla geçemeyecektir.

Geldiğimiz noktada Gazze halkına daha fazla insani yardım ulaştırmamız ve akabinde yeniden imar çalışmalarına başlamamız gerekiyor.

İsrail hükümeti, bunu da engellemek için elinden geleni yapıyor. Arap Ligi ile İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından hazırlanan yeniden imar planının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bilhassa teşkilat ve İSEDAK’ın, Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılmasında öncü bir rol oynaması elzemdir. Ne Batı Şeria’nın ilhakına ne Kudüs’ün statüsünün değiştirilmesine ne de ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın kudsiyetine zarar verme teşebbüslerine müsaade edemeyiz.

Sudan’da 29 aydır devam eden çatışma ortamına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Son günlerde El Feşir’de sivil halka yönelik katliamları, göğsünde taş değil kalp taşıyan hiç kimse kabul edemez. Buna sessiz kalamayız.

Sudan’da akan kanın bir an önce durdurulmasında en büyük sorumluluk hiç şüphesiz İslam alemine düşüyor. Müslümanlar olarak başkalarından medet ummak yerine sorunlarımızı kendimiz çözebilmeliyiz.

Sudan’ın toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsızlığını korumalıyız. Bu zor günlerinde Sudan halkının yanında olmamız, insani yardımlarımız ve kalkınma desteklerimizi sürdürmemiz ehemmiyet arz ediyor. Teşkilata üye tüm ülkelerin, kardeşlik hukukumuz çerçevesinde Sudan’ın barış, huzur ve güven iklimine kavuşması için elini taşın altına koyacağına tüm kalbimle inanıyorum.

Sayısı hızla artan korumacı tedbirlerin etkileri, uluslararası ticarette daha yoğun hissedilmeye başlandı. Küresel salgın öncesindeki 20 yılda yıllık ortama yüzde 3,7 oranında gerçekleşen küresel büyümenin 2025-2030 döneminde yüzde 3’e ineceği tahmin ediliyor. Bu veriler, yalnızca bir ekonomik durgunluğu değil, aynı zamanda küresel ekonomi politikalarının da yeni bir denge arayışını işaret ediyor.

Risk ve belirsizliklerle dolu bu manzara karşısında ülkelerimiz, kendi aralarındaki iş birliğinin ne kadar hayati olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın geçmiş 50 yılına baktığımızda ülkelerimizin dünya ticaretinden hak ettikleri payı alamadığı su götürmez bir gerçektir.

Aramızdaki ticaretin güçlendirilmesi hedefiyle 2022’de devreye aldığımız Tercihli Ticaret Sistemi’nin üye sayısının artırılması ve kapsamının genişletilmesine yönelik çabalar aynı şekilde çok kıymetlidir. Bu sistemin, yeni nesil ticaret anlaşmalarıyla perçinlenmesine dönük gayretlere tüm üyelerin desteğini bekliyoruz.

Tercihli Ticaret Sistemi’ne henüz taraf olmayan ülkeleri aramıza katılmaya, taraf ülkeleri ise ticaret alanındaki iş birliğimizi derinleştirmeye davet ediyorum.

İSEDAK KOBİ Programı ile KOBİ’lerimiz arasında güçlü iş birliği ağları oluşturuyoruz. Henüz dahil olmamış ülkeleri, bu programa katılmaya ve yürütülen çalışmalardan istifade etmeye çağırıyorum.

İSEDAK Kudüs Programı çerçevesinde uygulamaya koyduğumuz 20 projeye bu yıl 8 projeyi daha ilave ediyoruz. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun diyor, bu projelerde emeği geçen her bir kardeşime gönülden teşekkür ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle 41. İSEDAK Bakanlar Toplantısı’nın bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

  Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2025 haberbatman.com.tr Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.